kelimeler sustuğunda silahların konuştuğu bir evrende, yani mürekkep kokusundan ziyade kan kokusunu tercih eden bir insanlık çağında barışı, huzuru ve refahı sağlamak amacıyla yapılması gereken tek şey tekrardan ortak bir dil havuzu belirlemektir. aksi takdirde kahkahaların yerini gözyaşı, şarkıların yerini feryatlar, mutluluğun yerini acı alacaktır. bunu önlemek bizim elimizde. taşın altına gerekiyorsa magmaya kadar ellerimizi uzatalım. bu dünya denen yerde tekrardan yaşamak umudu olanlar gençlere, çocuklara, kısacası tüm insanlara bunu armağan etmek boynumuzun ve ruhumuzun borcudur. işte bu yüzden yeni ve tüm hatalı varsayımlarından arındırılmış ortak bir dünya ülküsü belirmek gerekmez mi?