Bir süredir okuduğumu algılamakta ve hatırlamakta sorun yaşıyorum. Hatırlayamadığım o bir buçuk sene içinde kaygıdan mide rahatsızlıklarım dönmüştü. Şimdilerde böyle bir sorun yaşamıyorum ama ilham perisi bitmiştir belki de. Üzüldüğüm kısım aslında seviye belirlemeden tüm eylem ve olaylarda yaşanan bu anların içinde herhangi bir şeyi derli toplu veya düzgünce düşünememekti. Şimdilerde zihnimde bir saat varmış gibi hissediyorum. Doktora gittiğinizde vitamin eksikliği vs ile anlatırken iki kutu demir , d vitamini ve b12 yazsalar da çözüm olarak sadece bir psikoloji alanına yönlendiriyorlar. Madem bu kadar önemli bu insanların psikolojisi neden sadece ilaca itiyor da başka yöntemler geliştirmiyorsunuz? Freud'un hmm kimin annesiydi ah hatırladım. The Crown dizisinde Philip'in annesiydi (isimlerinden biri Mary sanırım) ve Freud'un hastasıymış. Kadını elektroşok tedavisi ile filan tedavi etmeye çalışmış. Dün birinin saygınlığı eseriyle mi onu tanımakla mı belli olur sorusuna eser demiştim çünkü insanı tanırsak saygınlığı kaybolur(çünkü kafamızda yarattığımız ile tanıştığımız aynı değildir buna davranışlar kültür benzerlikler de dahil). Genius(2017) dizisini izlerken Einstein ve Van Gogh bölümleri böyle hissettirmişti ve öyle de lanse edilmişti Einstein yani Eq'su düşük biri gibi. Özellikle kadınları bu girdaba itmekten ve çözüm bulamamaktan keyif alıyor gibiler sanki. Benim sorunuma gelirsek yani başladığımız konuya nasıl bir his olduğunu anlatmakta güçlük çekiyorum. Bir süre yazmadım okumadım diye düşündüğüm oldu ama rüya görmemek içindi. Dinlerken izlerken Türkçe mi İngilizce mi olduğunu ayırt edemiyorum. Türkçe yaygın kelimelerin yazılışını sorgulamaya başlamıştım Türkçe bir şeyler okurken de böyle devam etti(örneğin düşman kelimesi). Dinlemeye tekrardan başladım dinlediğimi duymuyorum ve saniyeler içinde siliniyor mesela üç saniyede o konuyu unutuyorum. Yapım çekim eklerinde sorun yaşıyorum ve anlatım bozukluğu yapıyorum. Bunu okuduktan sonra yaptığımı anlıyorum. İlgi alanım olan bir şeydir yazım hatası yapmam telaffuzda hata genellikle yapmam (her iki dilde de). Zihnim üretmeyi bırakmış gibi hissediyorum işlemci çalışıyormuş gibi yapıyor ama aslında bozuk gibi. Zihnimde bir saat varmış da durmuş gibi. Hani bayılmadan önce kulaklar uğuldar ses kaybolur sonra ışık kararır ve o kısa sürede hiçbir şey düşünemezsin çok hızlı gerçekleşir. Aklında yani bayılacağının farkındaysan bunu algıladıysan oturacak yer ararsın veya gerçekleştirmiş ya da amacına giderken bayılmışsındır ve olanı hatırlamazsın ya genelde evet işte o sırada o sessizlikte hiçbir şey yoktur zihninde. O sessizlikte ilerliyor gibiyim bir süredir. Hayır kötü hissetmiyorum hayatımda bir sorun da yok aksine iyi ilerliyor bu aralar zihnim dışında açıkçası bir buçuk yıl önce öyleydim şu an değilim. Böyle bu şekilde olmamın zihnim hızlı diye olduğunu sanmıyorum çünkü eskiden de öyleydim. Pandemiden beri sorun yaşıyordum ama bu kadar kötüleşmemişti. Zamanla geçer diye bekledim ama olmadı. Önceki yıllardan bayıldığım bir dönemden (2016) zihnimde bir sorun olmadığını gösteren bir şeyler çekilmişti. Yine de o korona haplarına güvenmiyorum etkisi epey geçmedi ve kontrole de gitmedim diğer insanların aksine. Kadınlar doktora gidince sadece psikoloji alanına yönlendiriyorlar ilaçla kandırmak ister gibi. Son raddeye kadar doktora gitmiyor birçok kadın böyle insanlar yüzünden ve ben de onlardan biriyim. Aptal olma ihtimalimi düşündüm ve sordum "Ne yani eskiden aptal olmadığını algılayabildiğini nasıl hatırlıyorsun öyleyse?" diye. Küçük bir adhd vakası mıdır? Kaygı ve hiperaktivite nedeniyle hiperfocuslandığım şeyleri de mi kaybettim? Eskiden daha kaygılıydım peki o zaman niye kaybetmedim? Karar vermekte ve kıyaslamakta güçlük çekiyorum eskiden çok az şey için böyleydi. Psikolojik de olabilir unutkanlığın depresyon durumlarında tehlikeli olduğunu yaşayan birkaç insanla tanıştım. Tuhaftır ki öyleyim demiyorum bu durumla savaşan insanlara ayıp olmasın eften püften nedenlerse benimkiler diye. Çok zor durumlar olduğunu söylüyorlar ve saygısızlık etmek istemiyorum yani tiktokçuların sarma trendi gibi olmasın aşmaya çalıştıkları emek verdikleri bu durum. Yani kısaca hiç bu ülkede yaşamamış bu dilde bir şey öğrenmemiş gibi hissediyorum. 2020 gibi çocukluk anılarımı kaybettim. Sonrasında 2023 gibi biraz düzeldi son beş yılı hatırlamaya başladım derken sonra bu kez de yeni tanıştığım insanları unuttum. Yani hastayım bu var bende denilen bir şeyi hiç duymamış gibi oldum ve bazı insanlarla konuşurken zihnimde hiç hatırlamadığım anılar canlandı. Bunlar çarpıcı ama gündelik anılardı zihnimin depoladığı örneğin lisede gece kalkıp tuvalete gittiğimde sınıfımdaki bir kızın intihar etmesini önlediğimizi hatırlıyorum. Anıyı kaloriferi ve kızın sesini hatırladım yıl 2014 filan sanırım. Kelimeler anıları çağrıştırdı genellikle kötü değillerdi ama çarpıcıydı ve kötü hissettiğim kaybettiğim birinin olduğu bir dönemdi. Sonra bir kilit gibi bu son beş sene öncesine açıldı. O sırada Lindsay Gibson kitaplarından birini okuyordum çeviriyordum staj sonrası kafede ve otobüste kızları beklerken. Eski korkularımı hatırlatan bir kısma gitti. Sonra çocukluk anılarımı elimdeki resim defterini boyadığımı balkonu kiraz ağacını böceklere korkumu ve televizyon başında hazırlandığımı hatırladım yani maksimum 7,8yaşlar ve öncesine gitti. Böyle gidince yenileri ve o tam zor geçen diğer dönemi hatırlayamadım. Dillerde sorun yaşıyorum bu yüzden. Sıfırdan öğrenmeyi de denedim ama ciddi bir sorun var. Ana dilde bile sürekli yazmama rağmen hatalı yazıyorum ve sesli anlatmayı bıraktım bu sürede. Telefonla konuşmayı nadiren yapıyorum. Konudan atlamayı geçtim herhangi konuda fikir yürütemiyorum mesela konu yeni satın alınmış salatalıkları dolaba koymak. Acaba hep böyle salak mıydım diye düşündüm hayır öyle olsaydı o kadar kitabı okuyamaz stajı tamamlayamaz bölümü ek ders alarak bitiremezdim bence. Bir şeyleri görsel ve sesli hatırlarım ama bunda da sorun yaşıyorum. Hoşuma giden şeyleri genelde hatırlarım unutmam kitap kapakları şarkılar şiirden veya şarkı sözlerinden kitaplardan alıntılar, yazar hakkında bilgiler. Kelime telaffuzları kökenleri kısa hikaye ve tiyatrolar mitler, mistik şeyler. Rüyalarla ilgili düşündüm geçen. Üçüncü dil bir şeyler görmüş müydüm acaba diye. Geçenlerde ya Japonca ya Korece bir şeyler gördüm bir tabela. Bir de Rusça sesli bir şeyler anlatıyordu biri ama ne hatırlamıyorum. Anlatılanın aklımda kalmadığı bir süreç yaşadım doktor randevuları vs gibi gerekli şeyler için normalde odak probleminden böyle şeyler yaşarım ama kaygılanmam alışkınımdır öenmli şeylerde olmazdı. Sonra bu geçti ve şimdi de böyle bir algılama üretme ve anlama ile ilgili sorun yaşıyorum. Yeni doğmuş bir çocukla aynı kelime harcına düşümüş olabilirim. Kelimeleri kontrol ediyorum çünkü hatırlamıyorum eski Türkçe kelimeleri kullandığımız Türkçe olmayan kelimeleri. Yani aşina olup sıklıkla kullandığım veya anlamını bildiğim kelimeleri araştırıyorum sıfırdan. Kafamdaki saat durmuş gibi hissediyorum bu yüzden. Sesli kitap okumaya ve dinlemeye geri dönüyorum bugün bu yüzden. Okuduğum kitapların anlamını bulamamak beni üzüyor. Plastik bir çiçekmişim gibi hissediyorum yani vadeli bir çöp gibi. Peki bir soru öyleyse buraya kadar okuyan olmaz diye düşünüyorum ama merak ettim. Sizce unutmak bir lütuf mudur ceza mı? Hatırlamak bir lütuf mudur ceza mı? Cevabımı merak ediyor musunuz? Cevabım unutup hatırlamanın hem ceza hem de lütuf olduğu. Nerden mi biliyorum çünkü unutup hatırladıklarımı unutup tekrar hatırladım. Ya da belki de Matrix'teki bugün tekrar denk geldiğim "There is no spoon" sahnesindeki kaşıktaki yansımayı gördüğümün farkında olmaktır beni kıran. Yani saat belki de hiç yoktu ve yeni fark ettim. Şimdi üşenmezsem Tanpınar'ın Zaman Kırıntıları adlı şiirine tekrardan bakacağım.


11092024