İlk başta şiir yazmak geldi içimden ama olmaz dedim, açık açık anlatmak gerek aslında, günlük yazmayı tercih ettim. Her gün yaşanan şeyler; sonu yok, başlangıcı bilinmiyor, bazıları şeytan diyor ama onun da hâlâ ne yapmaya çalıştığını anlamadım, çok çaresiz hissediyorum çünkü gerçekten yaşamıyorum bu hayatı, bir ölü gibiyim, birçoğumuz da öyleyiz aslında. Neden var olduğumu, amacımı bilmiyorum; doğruyu yanlışı ayırt edemiyorum, kimseye yardım edemiyorum. Bazen insan olduğumu unutuyorum, hatırlayınca da yine unutmak istiyorum. Ben insan olmak istemiyorum, kafesin içinde çırpınan küçücük bir kuş gibi sadece tek bir ses çıkarabilen canlılar gibi olmak istemiyorum, konuşmak istiyorum, konuşturmak istiyorum, duysunlar istiyorum ama hep aynı terane. Nasıl bir döngüdür, çaresizlik bitmez mi? Her şeyin iyi kötü bir sonu var, sonların başlangıcı var mı peki? Biliyorum felsefe dersleri sıkıcı, ben de pek beceremiyorum ama cümleleri ben kurmuyorum, sanki ellerim dolanıyor klavyenin üzerinde, saçmalıyorum çünkü saçma zaten her şey, ben de öyleyim. Herkes aynı yoldan geçiyor, aynı asfalt, aynı köprü ama kimse tanımıyor kimseyi, yolunu kaybediyor, inkar ediyor geçtiği yolları bilmeden, inkar ediyor yol arkadaşlarını, yolundan sapıyor unuttukça amacını. Özgür bırakın, sıkmayın kendinizi; elleriniz yazsın, ağzınız aşağı yukarı çalışsın, zaten her şeyin bir sonu var; geçtiğimiz o deniz manzaralı sahil kenarı yolların da.