Meçhul bir rüyanın etkisi gibi hayat şimdi,

Anlamlandıramadığım bir sürü imge dolu beynim,

Neden diye sormak bile nafile şu anda,

Rüya bitmişse hatırlamaya çalışmak da boşuna.


Bir ben değilim böyle hisseden,

Ama benden başka kimseler hatırlamaz rüya gördüğünü,

Kendini avutmak mı lazım şimdi?

En azından ben bir rüya gördüğümü hatırlıyorum diye.

Bomboş bir çaba bu yaşamak kavgası,

Ne rüyalar kimselerin umurunda

Ne de hatırlamak bir şeyleri.

Size büyük bir sırrı bağırarak söylüyorum şimdi,

Ey ahali!

Unutmak için yaşıyoruz biz insanlar.

Ve unutmak için seviyor aşıklar birbirini.

Unutmak için tutuyoruz yeminlerimizi.

Unutmak için açıyoruz birbirimize kalplerimizi.

Unutmak için ödüyoruz vefa borçlarımızı,

Unutmak için düştüğümüzü,

Ayağa çabucak kaldırmak istiyoruz bedenimizi.

Unutmayı bile unutuyoruz bazılarımız,

Düşünüp kanıyoruz,

Yaşayıp yaşlandırıyoruz tekrar ve tekrar,

Bütün yaşanmışlıklara,

Bütün gerçekliğe sırtımızı dönüp

Yaşatmayı seçiyoruz geçmişin düşlerini.


Unutmak bir sanat olsaydı

Ben yine de bu sanattan yoksun olmak isterdim,

Ey Tanrı Zeus! derdim.

Neden unuttun 9 gece sevişmeyi çoban kılığına girdiğin o gece

Güzeller güzeli bulduğun o hafıza tanrıçası ile,

Neden ilham perilerini doğurtmadın bu faniler için?


O ne derdi peki?

9 gece seviştim o titan güzeliyle,

9 ilham perisi dünyaya geldi bu vesileyle,

Peki bütün bunları unutmadı mı faniler?

Hangi ilham perisi işe yarıyor, söylesenize.

Ne bir ateşi hak ediyor dünya

Ne de Prometheus'un çektiği cefaya değerdi bu faniler böyle,

Her gün karaciğerini yiyen kartal,

Siz fanilerin unutkanlığı sayesinde.

Peki neden mi onarıyorum karaciğerini?

Belki bir gün unutmayı bırakırsınız,

Ateşi bana verir ve hatırlama külfetinden kurtulursunuz diye.