bir bakış da -değil- sanki
keskin yorganın sıcaklığı
saçma sapan harfler ile
dolaşır olmuş
belirsiz bir sis -sadık- ay
böler mi uykumu ya da
sessiz gecenin suskunluğunu
sadece yaz, sus, uyu
şişelerin içinde(ki) sarhoşlar -asit-sarı-vızıltı
beyaz düğün içindeki
çaresizlik, belki de bir tutam
üstü kapalı kelimeler
karalar bile gitti -sonsuz- elmas
parmaklar, tırnaklar, et batar
acır(sus) fısıltının teması
uzanır kulağa, kalbe, ellere
konuşul(a)maz pandoranın -karanlığın- yıldızların
gizli kapaklı sohbetleri
bir bariyeri aşarak
süre gelen bıçakların içinde
birazdan taparlar nasıl olsa -insanlar- mahluklar
bitmek tükenmek bilmeyen
o iğrenç zaaflarına
kaybolur mor-siyah-turuncu
üzerindeki pisliği çıkart
ve söylet bana -beni-