Kızıl semayı karşılamak, kan çanağı gözlerle,

Bir anne dizini, şefkatli bir okşayışı özlemek.

Nicedir derttaş bulamayıp kendi derdine,

Boş duvarı, uçan dumanı derttaş bellemek. 


Yine umut görememek, perde ardı güneşte,

Ayaza morarmış bedeni, ütülü giysiyle gizlemek.

Yollar aşmak, karışmak böylesi binlercesine,

Böylesi binlercesi, zamanına karşın ödenek.


Çivit güne başlamak, bir an önce bitsin diye,

Her çekilmeze, nefrete sabırlar diretmek. 

Günü devirmek, binbir emekle sıkılmış dişle,

Nihayet, ensesi kalının zincirinden çözülmek.


Titreyen elleri saklamak, deforme ceplerde,

Yorgunluğa nasır tutmuş ruha, hayret etmek.

Suyun, tarlanın bedava olduğunu bildiğin halde,

Yemeyi, içmeyi aldığın ödenekten ödemek.


Her gece takılmak, bu kahpe çark-ı sisteme,

İnsanlık için, şu çarka çomak sokmayı istemek.

Fakat ziyan olur çomak, tek başına denerse,

Bilinçlenmek lazım, binlerce çomak birleşmek. 


Eyy kardeşim, çarkı döndüren bileğinin harıdır,

Farkına var kardeşim, bu çark bize muhtaçtır.

Uyan uyan kardeşim, belki de bu son çağrıdır.

Sertçe bas üzerine, zalimlerin yeri ayağının altıdır.


Kardeşim yumar gözünü tekrar girmek için döngüye,

Kardeşim onurlu yaşamı anca rüyasında görür.

Ne kardeşimden devrimci olur ne de kurtulur Türkiye,

Doymak bilmemiş siyasal İslam iti keyfinden ürür