Sükunetimin saklı cennetine dalıp gidiyorum
Kitaplarımın durduğu rafların sıcacık selamı karşılıyor hemen
Kahvem her daim masamın sağ köşesinde
İçilmeyi beklerken yarısı soğumaya mahkum
Kitabımın hayallerime vurduğu fırça darbeleri
Reel hayatın aksine daha renkli ve cezbedici
Tezatlığı çekiyor içine
Ben de kapılıp gitmeye dünden meyilli
Renkler...
Hep güzel, hep çekici,
Bir de ahengine kapılırsan
Yegane tesellidir yüreğe umuda dair
Her yeni günün şafağında
Biraz daha iyiliğe yakın
Biraz daha mavi bir göğün altında
İyileşmeye duruyoruz günebakanlar misali
Bütün zerrelerimizle
Bütün hücrelerimizle
Yeniden insan olabilmenin ihtimali peşinde koşuyoruz
Umutla ve umutsuzlukla karışık
Rüya ve gerçek gibi iç içe geçmiş
Zihnimizde oynaşmakta olan fikirleri
Zamanı gelince toplayacağız birer birer
Olgun elmalar misali
Hayal meyal düşler içinde
Kapılıp gidiyoruz bir rüzgara
Nerden geldiği belirsiz bir buyruğun peşinde
Hayatlarımızı harcıyoruz ölümüne
Ölüme yaraşır cesetler olmaya aday suskunluğumuz
Sevinçlerimiz bastırılmış tebessümlerimizle maskelenmekte
Yakışıklı olsun diye cesetlerimiz
Cilalıyoruz her sabah postalları ve ruhumuzdaki arazları
Adresi belirsiz bir posta kutusu gibi
Hiç gelmeyecek mektuplar saklı yüreğimde
Yazılabilseler kim bilir neler olurdu
Belki ardımdan "Bu adam da kimmiş?" deyip
Karıştırırlardı suretimi döktüğüm satırları
Işıklar içinde uyusun şairimiz
İyi adamdı
Açlıktan kokan nefesini bilmezdiniz halbuki
Yaşayabilmek için iş dilenirken
Burun kıvırırdınız kılığına, saçı, sakalına
Onurunu satmadı, kimseye eyvallahı olmadı
Aç oldu, mezarına kondu bir kuru kemik
Kör (eşek) öldü badem gözlü oldu
Şair öldü kıymete bindi
Ardından kaldı mektupları
Elden ele dolaştıkça
Adı, soyadı
Gelmişi geçmişi
Hayalleri umutları
Korkuları endişeleri
Bütün ipliği çıktı pazara bir bir
"Yaşasa daha ne kitaplar yazardı kim bilir." dediler.
Yaşarken de kıymetini bilemediler.
Merve Hodancı
Yaşamında kıymeti bilinmemiş şairlerin, yazarların, sanatçıların ve bu yolda üretim yapan bütün kayıp değerlerimizin ruhlarına saygıyla...