Televizyonda gördüm, İbo Show başlıyormuş cumartesi akşamı, yeniden.
Ortaokul zamanlarım, babamı hiç görmüyorum. Sabah erkenden çıkar işe, gece biz uyuduktan sonra gelir tekel bayisinden. Bir tek cumartesi günleri erken gelir İbo Show var diye, kurulur koltuğuna seyre dalardı neşeyle, tombul Efes içip tuzlu fıstık yerdi hep. O akşam da babamı göreceğim tabii, balkondan yolunu gözlüyorum. Sokağın başında görünmesiyle içim bayram sabahı gibi kıpır kıpır. Yalnız yalpalayarak geliyor, adımları iç içe geçmiş, kapının önüne dar atıyor kendini, annemle aşağı iniyoruz, babam fena sarhoş, kusuyor üstüne başına. Biz avludan içeri doğru almaya uğraşırken daha da kusmaya başlıyor, küfürler konuşmalar yüksek perdeden, komşular sarkıyor camdan balkondan, Berna da bakıyor, utancım iki kat artıyor. Üstüme başıma bulaşmış kusmuk, ve tuzlu fıstık kokuyor.
Hala kuru yemişçiye gittiğimde gözüm tuzlu fıstığa değince istemsizce midem bulanıyor.
Biri Berna ismini alakasız bir yerde bile telaffuz edince ben yeniden utanıyorum.