Bak!

Senden binlerce yıl önce yaşamış,

Aynı dertten, belki de daha beterinden,

Kaç kişi müzdarip olmuş yatıyor toprak altında.

Sence hâlâ aynı dertlere mi sahipler?

Aynı acıyı çekiyorlar mıdır sence?

Toprak altındayken,

Rahatsız ediyorlar mıdır onlarıda?

Teselli etmedi mi?

Kaldır kafanı gökyüzüne!

Milyon tane yıldız, karınca kadar dünyaya görünen,

Dünya ise karıncadan da küçük evrenden görülen,

Bir de sen var,

Hepsinden daha küçük,

Ama dertleri bunlardan daha büyük olabilen.

Yapma,

Kalbin hepsinden büyük, biliyorum,

Belki hepsinden ağır hissediyorsun, ama,

Bu dünyada güzel şeyler hep savaşır halde kötüleriyle.

Kötü şeyler kör eder insanı iyi şeylere yavaş yavaş,

Kör olmadan çevir gözünü iyi şeylere, güzel şeylere.

Hem nereden biliyorsun ki,

Yarının senin için doğmayacağını?

Rüzgarın seni serinletmek için esmeyeceğini?

Sabahları seni uyandırmak için kuşların ötmeyeceğini?

Bir bulutun seni korumak uğruna güneşin önüne siper olmayacağını?

Bana kalırsa dostum,

Zaman iyiyle kötüyü bir arada süpürüyor,

Kötüye denk geldiysen,

Merak etme, iyi de arkasındadır.

Ve unutma!

En sert fırtınalarda bile uçabilen kuşlar,

En dalgalı denizlerde bile yüzebilen balıklar vardır,

Sen de yeryüzünde,

Dünyanın en sert yüzüne karşı gülebilen bir insansın.

Öylesin…