İçinde bulunduğumuz şartlar ne olursa olsun, kendimizi dünya insanı olarak görebilmeli ve içsel durumumuzu buna göre düzenlemeliyiz. Ruhsal dengemiz zihnimiz aslında. Zihnimizden çıkan düşünceler ise elbet bize birer dönüt.

Dünyadan alma ve dünyaya verme dengesini içsel olarak sağladığımızda hem ruhsal dengemiz hem de dünya insanı olabilme potansiyelimiz kendiliğinden oluşmaya başlar.


Eğer sadece alırsak veya alma odaklı yaşarsak, bunun dünya insanı olma rotasıyla hiçbir ilgisi yoktur. Sadece verici olmaksa ruhsal dengeden uzak yollarda olduğumuzu gösterir. Bu yüzden yüksek frekansta olmak (sevgi içinde olmak gibi) zihnimizden olumlu düşünceler çıkartacağı için ve aynı zamanda olumlu düşünceler, olumlu duygular oluşturacağı için bize dönütü de bu şekilde olacaktır; ruhsal dengemiz "kendiliğini" bulmaya başlayacaktır bu sayede.