bir adam var
geceleri uyumuyor
uyuyamıyor
yatıp uyumak yok lügatında
sabahın erken saatlerinde
ekran başında
uyuyakalıyor
uyanıyor öğlene doğru az uykuyla
akşamüstü baş ağrısıyla
öğlen, öğleden sonra, uykusunu almış
her halükarda
tekrar yaşıyor aynı günü
aynı kahve
aynı yemekler
aynı ilaçlar
aynı sigara
bir adam var
pek bir hareketi yok
götü göbeği salmış
saçı nerede biter
nerede başlar sakalı
bilinmez
uyanınca yıkar mı yüzünü
bugün kaç kez fırçaladı dişlerini
dün mü yıkanmıştı en son
cevapsız
bir adam var
hiçbir şeye korkusu kalmamış
kendi dışında
öcü gibi gelir ona düşünceleri
zihni bir zindana dönmüş
yerin yedi kat dibinde bir zindan
öyle acıları var ki o zindanda
oraya inme fikrinden bile ürperir
ama sürekli de bir gardiyan kovalar onu
bir zebani
kaçar
bir yakalarlarsa onu
öldüreceklermiş gibi
durduğu an sonu olacakmış gibi
suçlunun polisten kaçtığı gibi kaçar
ondandır
hep bir ekran açık önünde
kulağında hep bir ses var
ki duymasın
onu çağıran zebanilerin sesini
bir adam var
gençten, sıradan bir adam bu
en büyük zaafı ailesi
doğma büyüme anadolu
beşiktaşlı
işinden pek hoşnut değil
hayatından memnun değil
yalnız
herhangi biri
bir adam var
aşkla geç tanışmış
öyle birini sevmiş ki
bir tek onun bedeniyle
onlarca aşk yaşamış
aldatılmış sonra
terketmiş
vazgeçmiş
unutamamış
hala umar unutulmamış olmayı
bir adam var
göz altları mosmor
geceleri uyuyamıyor
yatıp uyumak yok lügatında
sabaha karşı uyuyakalıyor
uyandığında
şöyle bir bakıyor boşluğa
dakikalarca
sonra yüzünü yıkıyor mu
dişlerini fırçalıyor mu
bir lokma ekmek atıyor mu ağzına
kim bilir
bir sigara yakıyor sonra balkona çıkıp
şöyle bir bakıyor gökyüzüne
sokağa
insanlara
seyrediyor birkaç dakika
saat kaç
günlerden ne
yaşamaya değer mi bugün
bu kaçıncı sigara
kim bilir