Bir kağıt parçasına nasıl ölmek istediğinden bahsetti uzun uzun, annesinden kardeşlerinden özür diledi, hiçbir zaman onların istediği kalıba girememişti. Nefes almış ama hiç yaşamamıştı, ne sevgiyi hissetti iliklerinde ne de başarıya ulaşmanın hazzını. Hiçbir yere ait olamamanın acizliği altında ezildi. Ölüm, ölüm, ölüm, diye sayıkladı kendi kendine. Gözlerinin buğusu kağıda akmıştı çoktan. Yazdığı mektubu özenle dörde katlayıp cebine yerleştirdi, derin bir nefes aldı, umarsız adımlarla arka bahçeye doğru yürüdü. Geleceği kadar karanlık olduğunu düşündüğü gökyüzüne baktı birkaç yıldızın kayışına şahit oldu. Tanrının adaletini sorguladı, aslında başına gelen her şeyi hak ettiğini çok iyi biliyordu. Zamana uyum sağlayamamış, iyi olmaya çalıştıkça en dibe batmıştı. Ağır hareketlerle cebine koyduğu mektubu çıkardı sigarasıyla birlikte, gecenin sessizliğini taş çakmağın sesi bölmüştü. Önce sigarasından derin, kederli bir nefes çekti içine ardından yazdığı mektubu köşesinden tutuşturdu, fikirleri, hisleri, kalbi kağıt olmuş cayır cayır yanıyordu karşısında. Öksürdü, ölemiyor olmanın imdadı vardı kursağında.
"Yukarıdan aşağı, yedi harfli battal boy bir intiharı denedim.
Hiçbir bulmacayı tamamlayamadım."