Yine saçma sapan ne yazabilirim diye düşündüm ve bunu buluverdim.
Kimi zaman geçirilen o rezalet günün üstüne perde çekmek için yapılan, kimi zaman yorgunluktan kaskatı kesilmiş vücut bütününü yumuşatmak için yapılan eylem. Tabi yapılabiliyorsa eğer ne mutlu. Kimi insan için zaman kaybı kimi insan için bir keyif.
Alarm çalacak korkusuyla yapılmıyorsa eğer harika bir durum tabiki. Zaman zaman kafanın içinde pervane gibi dönüp duran, insanı aynı anda binbir parçaya bölen ve zihni yorgunluktan bitap duruma düşürmenin önüne geçen bir olayda diyebiliriz.
Belki insanın kurduğu hayalleri yaşama fırsatının olduğu tek ortam belki görülen rüyaların ardından keşke bitmese denilen eylemdir kendisi. İnsanın en azından fiziksel olarak buna ihtiyacı olduğu kesin.
Peki ya uykusuzluk?
Neden uyuyamaz ki bir insan, neden dönüp durur sağına soluna. O yorgun olduğu, en üzgün, en sızılı günde neden uyuyamaz? Ne yapmak gerekir bazen uyumak için acaba. Uyumamak için çözüm çok ilen uyumak için neden bu kadar zor. Zihin o bitap halde olmasına rağmen neden dalamaz o her şeyden ve herkesten uzaklaşabildiğimiz tek alana.
Aynı şeylerin tekrar edilmesi mi kafada yoksa yeni yeni planların programların yapılması mı. Yoksa sade hayallerin kurulması ve bunun saatlerce sürmesi mi. O özlenilen kişiye duyulan hasretin tekrar tekrar hissedilmesi mi, giden sevgilinin geri dönmesini beklemek mi, etraf kalabalık iken akmayan gözyaşlarını sessizcede olsa o yumuşak ve haşırdayan çarşafa dökebilmek mi?
Neden uyku uyuyamaz bir insan?
Çok düşünmekten mi, belki mutluluktandır ama daha çok üzüntüden ve kederden sanki. Borcunu düşünmekten mi, yoksa o yıllar önce seni aşağılayan cümleden mi? Dilinin ucuna gelipte yuvarlayamadığın kelimelerden mi?
Bazen bir diğer yastığa sarılıp yalnızlığını yad etmenden, bazen o ilk okulda açılamadığın ilk aşkını düşünmektendir. Belki belki yanında duran o insanı bir daha göremeyeceğini bilmektendir. Belki Allah'a olan o siteminden, belki neden böyle oldunun nedenini aramaktan.
Belki de sadece uykumuz yoktur...