Bir yumruk büyüklüğü yüksük taktım kâlbime
İnlemeyen taşlara inat ve hazır
Dünyanın bütün çukurlarını gören yüksekler kadar bir yumruk
Gordios’un değil
Kör birinin düğümüyle paslı yüksük
-Yüzünü ekşitme-
Yumruğu kadar
bütün çukurlara düşen bir çocuğun
Attığı kadar var olan kâlbi
Kâlbi kadar sıktığı yumruğu
-dar olan-
***
Her kaldırım kenarında dalgınlığı bir düşenin
Darmadağın yamasızlığı kalan
Susalım yok yere
Susalım çoktan
Hangi kırıklığı çekmecenin saklayan
-yağmurlu bir günde mahzuniyet töreni-
Küsüşen gözlerde gülüşlerim kalan
Mâzûrsam kime
Susadım çok kere
Susadım yoktan
***
Gidilmezlik hep bir yola denk düşerken
-Sevdanın işi ne benle-
Beklemekle kesişmiyor sabır, anladın
Tutmak istemediğim sözlerden evveldi
Nelerdi unutmuşluğum, nedendi
Soluğum yetmezken taşıdığıma
Yetişmezken yaşım
İki bıçak büyütüyor sol yangım
Zulamda tek kurşun
Şuramda iki hece
Adımlar sarsıntısında
Kalınmışlığı bir yolun yol mudur
Kasnağında ayaz karası ipler
Bekliyorlar neyi
Teksif-i aşktan rol çalarsan ordayım
Söylemeden yüzüme bak
Yüreğime bir serçelik şiir bulayım
Doğru getirdim adını evet
İşteşliğisin bir gülün
Çözülsün darlığım yüzüme ak
Bulanırken akşam
Bulanınken mâzûriyet
Geçip gitmelen iğdeler yanından
Ve iğneler her yakından
-yüksük paslı-
Kuş uçuşuyla ölçemediğim bu hasret
Kuş kaçışıyla kaç kızıl
Bu uzağın yangını
Yanıbaşımda koşmaklar
Hıçkırıkların ittiği son kalem bu yaşlı
Bahçeleri sormayan kuru sedirden
Sığındığım son kalem
Harflerini kayıptayım ömrümün
Bir şiirin gülsüzlüğüne son anda yetişiriz
Durup bağrımdan -evet
Tutarsan bizi
Kendine getir beni
Seni kendime
Beni kentine götür
- Tut! Sars! Bağır içimi! -
Kendine götür beni
***
Kuş kaçışıyla kaç satırım ben
Bu
Uzağın
Yangınında
Sonundayım yine hep senin
Yine hepsinin sonunda
Gidiş yoluna verilmeyen notun
Kırılışıyım dönüş yolunda
Kaç harf kaldı gülsüz şiirim ben
Bu
Yangının
Uzağında
Şunun şurasında
kaç yarım
Bu yangının
Tam ortasında
Mirza Şâmil.
17Ocak’24
.
Doğru getirdim adını
İşteşliğisin bir gülün
...