Rimbaud "Ben bir başkasıdır" demiş.
Şule Gürbüz ise"Kendim hariç her şeye uzağım" demiş.
Bu iki sözce, bariz bir şekilde göründüğü gibi uzlaşmaz bir anlayış muhteva ediyor. Buna rağmen bana nedense her ikisi aynı anda şaşırtıcı bir şekilde anlamlı geliyor ve derunumda herhangi bir çatışmaya sebep olmuyor. Buna karşılık ikisinin uzlaşmaz olduğu gerçeğini de reddetmiyor aksine son derece keskin bir şekilde farkında olduğumu açık etmek isterim.