Bıkkınlık, sınırsız bir sessizlik aşkına yol açar. 

— Emil Cioran

.

Bu gün hiç karar vermedin. Sadece uzunca gökyüzüne baktın. Uzunca gökyüzüne. Uzunca baktın. Uzunca. Yapman gereken şeyler; yapıp da seni bir bütünlüğe ve dingin bir zihne kavuşturacak şeyler yapmak istediğin şeyler değil. Hacmin başkalarının huzuruna ait. Yerinde kalışın senin dışındakileri ayakta tutuyor. Gecende uyku yoksa başın dönüyor çünkü uzunca gökyüzüne bakıyorsun. Sesler susuyor. Susuyorsun. Bir dram yok bunda, sen seçiyorsun, sen siliyorsun adını kendi yolundan. Yazıyorsun, çünkü kendini tamamen unutmaman için elinde başkaca bir hatıra yok, her kelimen kendinden uzaklaşmanı engelliyor. Okuyorsun, çünkü bütün seslerin bir anlık da olsa susabildiği bir yer ora. Orası gökyüzünün sana gelerek küçüldüğü senin de küçülerek bir boşluğa dönüştüğün kainat. Kendine doğru hiç dönemedin, biricik değilsin tabii bu mevzuda, tek değilsin hiçbir şeyi seçemeyen, kendini bir türlü yeşertemeyen bir insan olarak; ama herkesin aynı durumda olsa da hissettikleri farklıdır. İşte biriciklik durumlarda, hikayelerde aranmaz; çekilen acılarda ve içedönüklükte aranır. Bu sayede sana göre herkes haklı çünkü herkes kendine göre bir dünyada tutsaktır.

.

Huzur, isteklerinin karşılanışıyla ilgili değil; huzur, bulunduğun yer ve zamanı kabul edebilmenle ilgili. Kendini kabul edebilmekle ilgili. Sessiz bir koşusun. Kaçmaksın kendinden. Eğreti hissettiğin yerlerde kalmakla mecbursun çünkü karar vermedin. Kendinden başka her şeye ve herkese inandın çünkü. Zamanlarını aşırdın hislerinin, bitap düşürdün.