Ayağı kırık atın rüyasına uzun yollar seriyorsun her gece

Yağmurların tuz sağaltıyor yarama basmak için

Ecel siliyor suretimi aynalardan 

Celladım kırk kez af diliyor elindeki bıçaktan 


Seni bir boşluğa doğuran hayat 

Dervişin birine yarasıyla yaşamayı öğretiyor 

Uçurumundan atlamayı denerken 

İntihar düşündeki serçe


Yaşamına bin türlü yol çiziyor tanrı 

Kafanda büyüyor karanlık 

İçinde yazgı, elinde kaybolmanın çiçekleri 

Öğreniyorsun

Yolu olmayanın bitermiş hikayesi 


Sen her gece yıldızları şahit tutuyorsun varlığına 

Ben,

Kendimden gitmenin garında trenler uğurluyorum.

Biliyorsun 

Sonu yok gitmenin

Kalmak bir keredir, gitmek sonsuz