Bir satırım şimdi nüfuzlarınızda.

Üfleyin de uçayım bari.

Sonra sanrılarım rıhtımda oturup dertleşirler.

Gördüklerimi silseniz hepsi keyfi.

Okusanız ruhumun soy ağacını,

Sizden biriyim ben de.

Çok ciddi bakıyor aklımdaki.

Sonunda ölecekmişiz gibi seyirmiyor gözleri.

Beklenmedik vakitte çıkagelmiş hatıralar, 

Öte yanımda, tam başucumda,

Ağlayan ağıtlar konçertosuyum dizinizin dibinde.

Son şarkımı çalın da defolup gideyim bari.

O son zaman dikilip,

Bakacağım gözbebeklerinizin en içine.

Hayretle dönüşeceğim yaratığın kilidini saklıyorum. 

Farkettirmeden herkese nasihatler sunuyorum.

Çizilen en çirkin karakalem eseriyim gözlerinizin önünde.

Elinizin tersiyle itin.

Yıkılıp paramparça kalayım bari.

Azrail dikilmiş kapısına Sâtır'ın 

Aynı sofrada oturup dalıp gitmesini bekler.

Vakti zamanında süresi çoktan bitmiş Satır'ın.

Hala gözümün önünden ayırmıyorum.

Nefes dâhi alamadan,

İçimde dolaşan karınca tepelerinde raks edip,

Son süratle yokluğumun kuyusunu kazarken yakalandım.

Utandım,

Bir o kadar duvarlarıma şeytan taşları fırlatmaktan usandım.

Kayıp kız çocuğu ilanını asmışlar kapılarınıza.

Arayıp bulduklarınıza şükredin bari.

Acının ta kendisi şuursuz bakakalır hep.

Son saniyeleri ömrün.

Pişman olmaya kocaman bir elveda.

En tatlı uykundan uyandırılıp,

Ölümle burun buruna kalmakta var.

Onu yaka paça kapının önüne koyamadan,

Koynunda uyuttuğun gecelerin,

Haddi hesabı var.