Akreple yelkovan kılıçları kuşandı.
Akrep bu savaşın mağlubu olacağını biliyor,
Yelkovan da mağlup bir akrep olmasa anlamsız olacağını...
Saniye, saniyeler;
Akrep ve yelkovana salisede bir namlusunu doğrultuyor.
Saat 12'yi vurdu
Bir başka gündeyiz
Yalnızca adı başka olan bir gün...
Bir gelmeyen var
Ve bir bekleyen...
Bekleyen kimi beklediğinden habersiz
Beklenen nereye gideceğinden...
Kurumuş otlar, savrulup kucağına gelecek kurumuş yaprakları bekliyor.
Yapraklar köklerine, ağaca tutunmanın derdinde,
Rüzgâr hududu aşmanın...
Bir adam kendini saracak sarmaşığı
Bir kadın dinleneceği dağı arıyor.
Kuş, solucan yahut karnını doyuracak bir şey...
Bir saat, uyandırmayı bekliyor diken üstünde uyuyanı.
Ve bir bebek,
Tüm bunları bir vakit ola ki beklemek için
Anasının memesinden sarı sütü emiyor.
Saatler, gücü ve ömrü yettiğince çalışan bir işçi
Gece, gündüz demiyor
Amacı patronu memnun etmek değilse de
Bunu da başarıyor
Hababam didiniyor.
O; karnını doyurmanın, günü kurtarmanın derdinde,
Herkes ve her şey, heybesinde eksik olanın...
Kimisi eksiğinden bihaber
Kimisi hababam dolduruyor.
Bir mavi görülmeyi,
Bir avuç içi öpülmeyi,
Bir baş yaslanmayı,
Bir tırtıl uçmayı bekliyor...
Bir şeyler hep vaktine esir.
Bir şeyler,
Çok şeyler...
Ne gelecek olan belli
Ne gidecek
Ne de bekleyecek...
Bir kadın var,
Sol elini alnına koymuş.
Saat 2'yi vuruyor.