bir ben vardı burada bir de benden öte.

vardık, varlığımızı nasıl kabullendiysek

öylece vardık bir yerlerde.

hiç konuşmadık, hiç de susmadık

hiç göz göze gelmedik seninle ama gözümüzün etrafındaki çizgileri ezberlemiştik

hiç yan yana durmadık, ama hep dip dibeydik seninle.

öylece vardık.

benim için var olmak böyle bir şey değildi.

bir ben vardım herkesin bildiği bir de benden öte.

bir de insan vardı buralarda bir yerlerde

kalbi var olma çabasındaydı.

hiç tam olamadık seninle fakat yarım da kalmadık

aslında buralarda bir yerlerde biz hep vardık

var olmak böyle bir şeyse.

vardık, var olduk, varız olamamıştık.