Acıları bacaklarına mavi yeşil damarlı haritalar çizmişti

Kimileri kalın kimileri incecik yollar

Hepsinde yürümüştü bir adam otuz yıl kadar

Eze eze yıka yıka!

Kırmızı nehirler bırakmıştı ardından giderken ve acıyla çırpınan kuşlar

Kuşlar uçup gelmişti bacaklarından göğsüne kadının

Kalbinin çarpıntısı bundandı

Siyahtan beyaza dönen saçları geceleri gündüz yapmaktan hep ışık açmaktan aydınlanmıştı giden uykuların ardından

Oysa vakur bir duruşu vardı kadının anne olmaktan

Zamanın tümsekleri şimdilerde dağ olmuş

O yaşlanmamış derdi büyükmüş!