Bugün solmuş çiçeklerle dolu saksıya bakarken
Bu solup giden bir yaşam mı diye düşündüm
Arsız kalplerin pençesinde bir viraneydim
Rayların kenarında iki kişilik yalnızlıktayken
Şüpheler kasıp kavururken düşünceleri
Kavuşmak öyle kolay gelmezmiş ruha
Her neredeysen çık göster kendini
Saklanma bir duvarın ardında pişmanlıkla
Eriyen saatler, kaybolmuş cennet, meçhule varan yazgılar
Yapar ellerim bir tas yemek, yazar bunu kaçıklar
Ünalandan dünyaya
Bir düzine durak sayar o dudaklar
Biter mi? Elbet biter hüküm giymiş aşklar
Ve dostluklar bir masanın etrafında
Gider mi? Elbet gider çapa atmış olanlar
Varoluşlar ve yok oluşlar