Varoluşsal bulantının içerisinde sürükleniyorum.

Dün'ü anımsayamıyorum. Şimdi'nin içerisinde kaybolmuş gibiyim.

Kendimi bulmaya çalışıyorum aslında bulmaktan da öte... Hissetmeye ve farkında olmaya çalışmak.

Ne zor değil mi? Her şeyin farkına varabilmek, her şeyi derinlemesine hissetmek...

Sonra koca bir boşluk beni kucaklıyor, içine hapsoluyorum. Sersemliyorum, elim ayağım birbirine dolaşıyor. Artık Kendimi tanıyamıyorum. Evet, bir boşluk daha.

Düşüncelerim iyice bulanıklaşmaya başladı. Ne yapacağımı kestiremiyorum. Neredeydim ben? Bunca insan neyin nesiydi? Peki ya ben, ben ne yapıyordum bu odada? Her gün yeni güne başlarken ne için nefes alıyordum? Varoluşsal acı içerisinde yuvarlanıyordum. Ah, yine sersemledim. Tekrar kayboluş, sonsuzluk...