Yapayalnız bırakıldım bu bekleme salonunda.

Herkes zamandan bir parça alıp gitti.

Çocukluğum uzanmış köşede, 

Üzerine hayallerden bir örtü örttüm.

Ümitlerden dokunmuş ince hırkamsa omuzlarımda.

Hırkam, hüzünlü yaşamımın yakışıksız yoldaşı.

Şahit olduğu gerçekliklerden yıkanamamış. 

Üzerime sinmiş, bedenime sızmış öğrendikleri.

Basit tutarsızlıklarla hayatı hazmedemeyişimin yegane sebebi bu,

bildiklerim.

Hayaletim cenin pozisyonunu almış 

Yol ne kadar uzarsa uzasın hep sadede gelmek istiyor.

İşte pencere diyor sürekli.

Birkaç adım ve sonrası boşluk.

Adım atmaya cesareti olan, çığlıksız bırakır kendini.

Burası bekleme salonu.

Arkada hep aynı müzik çalıyor.

Yaratmaya cesareti olan müzisyenlerin ezgileri.

Bir ses fısıldıyor hayaletime.

Sen esasen

Bir evsizin ayaklarını sürüyerek basıp geçtiği

Tekinsiz bir sokaktan fazlası değilsin. 

Yenikliğin bana ektiği yeğnilikle 

Sanki evren yeniden var oluyor.

Tahammülüm birikiyor böylelikle.

Biraz daha bekliyorum

Bu bekleme salonunda

seni.