yirmili yaşlarımdaydım galiba...

hiç bilmediğim bir saatte uyandım,

saat: karanlığın hakim olduğu bir vakit

yalnız bunu biliyorum

sanki hiç uyumamışım gibi,

gözümü açar açmaz milyon düşünce...

her şeyi planlıyorum ama her şeyi,

tüm söyleyeceklerimi yerli yerine koyuyorum.

giyeceğim kazaktan tut da duracağım yere kadar,

her şey bir ordu disiplininde hazır.

daha düşüncelerimin son kontrollerini yaparken sabaha uyanıyorum

ve hiç gece olmamış gibi her şeyden vazgeçiyorum.

elime gelen ilk kazağı giyerek çıkıyorum dışarı,

çok sıklıkla oluyor bu.

ve ben her sabah tüm söyleyeceklerimden vazgeçiyorum.

aslında ben senden geçiyorum...