Kelimelerim tükendi mi,

Ellerim tutmaz artık.

Yalnızlığıma darbe gelişin,

Hayatımın merkezinde yer edinişin kendine.

Tam alışmışken yalnızlığa 

Şimdi çırpınıyorum 

Sensiz kaldığım her an, aklımda.


Renklerinden bana da bir haber ver.

Çarpıyor mu kalbin hala

Yaşamak için bu döktüğümüz ter,

Değer mi varoluş denen boşluğa

Gidersen her limandan kalkacak yük gemisiyim.

Tüm ağırlıkların benim olacak,

Alıp onları, uzak diyarlara götüreceğim.

Ben de gideceğim beraber

Kalbim de gidecek, aşkım da.

Sen de yüklerinden arınmış 

Bir peri kızı olacaksın Alsancak’ta.


Gidersem, yeşilleri de bırakırsam,

Ölürsem, seversem başka birini

Al ellerimden bu sevinci.

Duvarlara vur.

Yüzüme çarp.

Beni kendime küstür.

Ben kendini severek nasıl yaşanır bilmiyorum.


Hatırı sayılır bir muhabbetimiz oldu.

Daha uzun kal diye, büyük fincana yaptım kahveni.

Şekersiz, sevdiğin gibi…

Bazı vedalar gecikebildiği kadar geciktirilmelidir.

Yoksa ne katlanılır hale getirir sensizliği?


En sevdiğin renk maviymiş

Bunu bugün öğrendim.

En güzel şiirlerimi sana yazmak için,

Defterimi maviye boyayacağım bu gece.

Tam da ölmeden önce.

Sen de bir avuç veda ol,

Bir avuç acı, ızdırap…

İyi bak bana şimdi,

Gidişinle yok olacak yüzümdeki bu nur bu serap.