Müfredattan çıkarılır sesinin edebiyatı

Ziller çalar

Ve paydos...


Akşama çalıyorken gün

Kuranın da kaldıranın da eline sağlık

Sofra muazzam.

Topal bir masanın altına katlanmıştır artık

Tüm serzenişler

Ezildikçe incelir

İnceldikçe ezilir.

Bardaklardan ufak melodiler üflenir

Sandalyeler geride

Başımızda bir bela nakarat

Sayılır kaç hece

Bu kaçıncı gece

Nedir kafiyesi bu işin

Günahı neye takas edilir?

Zeytinin yeşilinde

Çiçeğin morunda

Sevdanın kokusunda aklımız kalır.


Ayaklarımızın altındaki sular bulanır

Hani bir zaman doruklardaki kar

Hani bir zaman akıntının tutkunu

Hani bir zaman denize ulaşmaya çalışan

Sular

Şaşırır yolunu

Parçamıza tutunur.

Kaptanından mürettebatına yolu gözlenen dalgalar yalnızlaşır.

Anlaşıldı

Sağılacak tüm emilen sütler içimizden

İçimize vitaminsiz boşluklar üşüşecek.

Kurdun elmadan istediği neydi ki

Neye bu şımarıklık

Neye değer kıpkırmızı bir parlaklık?

Ne diyebilirsin işini ehliyle yapana.

Avutun şimdi beni

Eller vedalaşmaya uzanırken

Battığı gibi doğarken güneş

Birleştiği gibi dağılırken çiğ

Yem olurken simidin susamı

Senin taklidini yaparken telaşlı kalabalıklar

Yutkunup, yüzünü heveslenirken

Kalemin acı tıkırtısı kesmeden kumaşımı

Uyutun beni.