yorulmuş topraklardan geçiyoruz senle ben

arkamızda adımlar adımlar gri duvar

sancılardan yapılma halkalar boynumuzda

bir hançer göğsümüzde düşümüzde bir hançer

geçiyoruz moraran ağızlarla bahara

geçiyoruz bir ilmek geçiyoruz pranga

 

bizi bu cenge saplayan gizli öfke

bu eve elbiseye sedire hep baktıran

içimizde unutmak içimizde bir akrep

bitse artık bu zindan göğsümüzden taşarak

dalıversek düşlere yıldızlarla oynaşsak

sonra nefesnefese çarşılardan dönünce

eski zamandan kalan eşyayı doldurarak

 

senle ben geceleri bir yoklukta soluyup

yıldızların altında ezilip dağılarak

sabah ettik feda edip gözlerdeki serabı

kapanıp içimize hep geçmişe kapanıp

tenhadaki bir düşü elimize alarak

 

yokladık kalbimizi

yokladık bir örümcek

yokladık çepeçevre

yokladık susayarak

 

senle ben sonra tahtımızdan inince

bizle dolu bir oda okyanusu aşarak


kış, 2004