oturdum o salıncağa 

döndü durdu semada benliğim 

ne gecem kalır, ne de gündüzüm 

içimdeki ölü insanların kokusu sinmiş üstüme

pencere önü çiçeğimi kirletmişler

soluk bir ışık süzülüyor içerime 

gölgeli umutlar dolduruyor her köşeyi 

terk edilmiş bir ev gibi soğuk artık lunaparklar 

sessizliğe hapsolmuş bir şehir gibi zihnim

kum tanelerinin arasında kayboluyor izim

başladığım yere geldim

velhasıl karanlığın pençesinde benliğim