Yaşamaktan kendimi azat edemedim.

Gölgeler geçti üstümden, ezildim, çiğnendim.

Abis yerlere hapsedildim yine de yaygara çıkarmadım.

Holiganlar gibi nefret ettim yaşamaktan ama yine de yaşadım.

Tarumar oldum, zorla aforoz ettiler.

Grejuva ateşleriyle ruhumu tutuşladım,

engizisyon mahkemelerinden idam kararımı çıkardılar.

Kadırgalarla cesedimi taşıdılar.

Onlar da anladılar bana yakışan en güzel şey ölüm.

Yediğim çakıldakları kusturan, beni arındıran tek şey.

Zevahire aldanma,

Burada her şey bir yanılsamadan ibarettir.

Ansızın gelen yabancılaşma hissi,

Hurafelerin yarattığı kurmaca korku, hepsi bu yüzden.

Leon gibi sevmiyorsan yaşamayı buraya ait değilsindir bu kadar basit.

Korkma! Buradan göçeceğin yer daha huzurlu daha sakin biliyorum, hissediyorum.

Tekdüze bir oyunun kurbanı oldun burada, sınandın, can çekiştin.

Ama gittiğin yerde derin kavrayışının meyvesini kusmadan yiyebileceksin.

Hem kahinler de olmaz orada kehanetler de, içini yiyip bitiren anlamsız sanrılar da

Merakla ve doyasıya yaşarsın.

Kendi gerçekliğini kurgular, yönetir ve keyifle seyredersin.

Şimdi Hira'na dön ve dirilişin olacak o güzel günü bekle,

Uyukla biraz, güzel düşler gör.

Burada metruk haldesin anlıyorum

ama hürriyetin çok yakın biliyorum.