Önümüz pazar, gün boyu televizyon var. Peki evde yeterli potasyum nitrat var mı? Pazarları televizyonunuz açık fakat nalburlar kapalı ama herkes bağırmalı! Rüzgar bir bıçak gibi kesiyor havayı, işte doğanın aziz şarkısı, yerlerde ve çatılarda amansız dolaşıyor. İşte gece, nöbet tutuyorum ancak o kadar yalnızken öğrenebilirim sanırım esrarını dünyanın. Ancak oturarak ne mümkün! Geyiğin akar suları özlediği gibi, canım da sizi öyle özler ey yollar! Ancak onlar yasak, halbuki çevre ile bütünleşmesi gerek insanın. Doğayı sevmem, benim için bir ağaç ancak peyzaj anlamında güzeldir. Dağların zirvelerindeki ebedi, erişilmez kar ve yaratıcının elinden çıkmış ilk kadının tüm vakarına ve mükemmel güzelliğine sahip bir kadın değil ki o. İçinde anlaşılmaz tehlikeleri barındıran, belki bir leoparın saldırısına uğrarız masum masum yürürken, veyahut fırtına durmayabilir. O zaman insan tüm acizliği ile karşı karşıya kalır, modern şehir bu acizliği insandan o kadar gizler ki insan kendini Olimpos'da ziyafette sanar, ancak bunu açmayacağım. Şehir açık bir hazinedir, büfedir. -Altınların haraç yoluyla toplanması, yemeklerin ise pis mutfaklarda yapılması kimin umurunda?- İşte bazen bir şekerlemenin üstündeki karıncalar gibi, bazen ise feodal beyler gibi geziyor insan şehirde. Ancak bir ağaç zamanı geldiğinde bir şairi koruyabilir, bir kıvılcım yakabilir sonrasında rahatı bile kaçabilir. Ama algler, ağaçlardan daha önemlidir, aldığımız nefesi onlara borçluyuz. İçimdeki Kropotkin konuşuyor, bundan 2.4 milyar yıl kadar önce Oksidasyon başladı ve o zamana kadar yaşamış olan gerçekten çok basit canlıların aşırı büyük kısmı öldü. Yine Permiyen'de, Kretase Yok oluşlarında sayısız canlı türü yok oldu, şuan ise belki binde bir öldüren bir virüs için her şeyi kapattık. İşte insanın kendini kutsallaştırmasının açık sınırı. Tabi bu evrimsel bir avantaj olarak görülebilir, ancak içinde bir saçmalık barındırıyor. İnsanı bu kadar önemli yapan nedir, bir üretim tesisini, ufak bir koruya tercih ederdim. GDO çağımızın en işe yarar icatlarından biridir, yoksa insanlar beslenemezdi. Özellikle tavuk çiftliklerini bu denli geliştiren insan Nobel Barış veya Ekonomi Ödülü verilmeli, ekonominin ''kısıtlı imkanlar ile sonsuz istekleri'' gerçekleştirme zamazingosu olduğunu düşünürsek, yemek fiyatları arttıkça toplumsal sorunlar tavan yapacaktı. Neyse bunlar ile ilgilenmeyeceğiz, sana başka maceralardan bahsetmem lazım çünkü bunları çok defa duydunuz. Tüm politikacılar bunlarla ve ceplerini daha fazla doldurmak ile uğraşsın -evet sizin partinizin lideri de- benim başka isteklerim var artık dünyadan. Bunu kim diyordu, yaşamak ve yaşatmak. 200 Türk Lirası'nın da arkasında yazıyor ''sevelim, sevilelim'' ancak günümüz dünyasında garip bir istek, söyleyen kişinin bin yıl önce yaşaması ne kadar da güzel bir tesadüf. Günümüzde ise aynı yere ''Verem olmak üretimi düşürür'' yazmalıyız, çünkü günün en kapalı, gülen yüzler ile söylenen mottosu budur. Politize olmaya ne gerek var? Başka şans var mı Groschen? Ben sana güzelliklerden bahsetmek isterdim ama aklıma gelmiyor ki! Belki yeşil müse bana da uğrar, renkleri ile yaralarımı sarmalıyım gibime geliyor. Söz veriyorum çiçekler toplayacağım senin için yarın, bu mektupların bu kadar üzücü olmasından bıkmış olmalısın, Seine Nehri'nin denizcilerine düşündüklerimden birkaçını sana da aktarmam gerek bunu biliyorum. Bana biraz zaman ver, belki de bilmemen, bilmenden iyidir? Emin olamamak dünyanın en can sıkıcı durumu, eğer dünyada açlığı veyahut kararsızlığı bitirecek bir düzenek verselerdi kararsızlığı ortadan kaldırırdım. Kalan her şey devamında çözülür zaten.