oturup baharı bekleyişin ellerinden tutuyorum
az buçuk sofraların kiraza çalan kaynayışları
topuklarındaki ılıklığı bir ihtiyarın
çocukların sırtını güne veren lokmaları
sıcacık kelimeler savrulur başların üstünde
komşunun açılan penceresi işveyle
analığın bir yaz çiçeğinin ilkelliğine meyleden serpilişi
hangi mevsimi bulup çıkarır saklandığı yerden
kollarım kısa kalır kucaklayamaz mevsimleri
sağ yanım bir dolu hezeyan
sol yanımı yutmuşken
kudüsümden esen rüzgar
taşıyorum sırtımda çarmıhımı
içimdeki golgotayı yutuyorum