Yıllar su gibi derler ya hep öyle işte..

Aslında akmak değil de geçmek gibi her şey

Geçiyor ömrümüzden...

Ne kadar çok şey götürüyor bazen yaşananlar her birimizden

En çok da vicdanlarımızdan alıyor zaman,

biraz biraz

Sonra biz de buna olgunlaşmak diyoruz

Ama yok bu değil olgunlaşmak.

Artık daha az üzülüyor, daha az düşünüyor,

Daha az hissediyor olmamızın tek bir nedeni var bence

Azalan vicdanımız...


Hani çağlardan beri içimizde taşıdığımız en nadide tomurcuğumuz,

Hayat ışığımız, inancımız, umudumuz


İçimizi sıcacık yapan Tanrı parçacığımız.

Peki vicdan nerededir?


En çok yüreklerimiz gösterilir,

Vicdan deyince.


Elinle koymuş gibi yeri bellidir.

Tüm insanlık ortak olarak hep

Göğsünü gösterir.


Bence çocukluğumuzdadır her birimizin göğsünde,

kocaman göğüs kafesinden taşan bir vicdanı vardır.


Zamanla

Yani büyüdükçe,

yaşadıkça azalır, ufalır cılız kalır artık.


Öyle olunca hayat yaşanmaz olur.

Oysa beslesek her gün bıkmadan birbirimizin vicdanını,

Usanmadan inandırsak birbirimize hala vicdana sahip olduğumuzu.


Belki çocuk hallerimize döneriz yine,

Eskisi gibi meraklı,

Sevecen,

İncinmemiş ve umutlu oluruz