“Ne olursan ol. Ama önce Nefsinin öğretmeni, vicdanının öğrencisi ol.”
PLATON.
Marifet bu bence.
Yoksa o frekans 700-1000 Mhz çıkamaz, evrimin gerçekleşemez!
Öğretmen olabilmek ise ilk önce sabır, sonra bilgi, daha da önemlisi öğrenci gerektirir.
O yüzden önemlidir kendini bilmek! Kendi kendinin hem öğrencisi hem öğretmeni olmak gerekiyor demek çünkü bu!
Önce öğrenci olalım o halde.
Herhangi bir türün davranışsal ölçüsü “doğuştan gelen genetik mirasla” belirlenmiştir. Bu mirasa günümüzde "fılogenetik pisişe" denmektedir.
Jung buna “kollektif bilinç dışı” annelerimiz ise bizlerin anlayacağı dilde “tıpkı dedesi” demiştir.
Davranış; bütün vücut hücrelerinde, özellikle de sinir sistemi hücrelerindeki genetik kodlardan meydana gelmiştir.
Vücudumuzun tümünü kuşatan sinir ağında bilgi elektrokimyasal olarak iletişim sağlar.
Davranış, çevresel ve epigenetik faktörler aracılığı ile eyleme zorlanan genlerin, gittikçe ilerleyen aktiviteleri sonucunda meydana gelir.
Mirasla aldığımız bu genleri davranışlarımızda farkedip dönüştürebilir miyiz? Neden olmasın?
Nedir vicdan?
Kelime anlamı: Kişiyi kendi davranışlarıyla ilgili olarak bir yargıda bulunmaya yönelten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerinde dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan, kişiye doğruyu ve iyiyi yapma yükümünü de yükleyen içsel güç.
Vicdan, kişinin kendi niyeti veya davranışları hakkında kendi ahlaki değerlerini temel alarak yaptıklarını veya yapacaklarını ölçüp biçtiği bir kişilik özelliğidir.
Felsefeye göre iç huzuru veya iç sıkıntısı vererek kişiyi uyaran vicdan bir kavram değil, kişinin bir yeteneğidir.
Friedrich Nietzsche'ye göre ise vicdan, borçlanma ahlakına bağlı olarak gelişmiş; "söz verebilen bir hayvan yetiştirme" amacıyla icat edilmiş bir kavramdır.
Peki nefs nedir?
Sözlükte ruh, bir şeyin kendisi, akıl, insan bedeni, ceset, kan, azamet, arzu ve kötü istekler gibi manalara gelmektedir.
Tasavvufî olarak da "kendisinde iradi hareket, his ve hayat kuvveti bulunan latif buharlı bir cevherdir." şeklinde tanımlanır.