Bu filmi iki üç sene önce izledim. Hem konusu bakımından hem de oyunculuktaki başarı anlamından bence özgün ve izlenilesi bir film.
Şöyle ki film, çok uzun yıllar sonrasını anlatıyor. Dünyadaki yoğun nüfus artışı sebebiyle yaşam insanlar için dayanılmaz hale gelmiştir her anlamda. Bu sebeple ülke başkanı her ailede yalnızca 1 çocuk olması gerektiğine karar verir. Ve 1 çocuk dışındaki tüm çocuklar ailelerinden alınıp dondurulacak, dünyadaki sorun çözülünce geri uyandırılacaktır.
Çocuklar ailelerinden zorla koparılır. Fakat şehrin bir yerinde bir kadın yediz kız doğurur. Doğarken ölür. Babaları da yoktur. Çocuklar dedelerine kalır. Fakat dedeleri bu 7 çocuğu ayırmak istemez ve seneler boyunca herkesten gizler.
Çocuklara haftanın yedi gününün adını verir. Yani birinin adı Sunday, diğerinin Monday, Thursday gibi...
Gelecek dönemden bahsedildiği için filmde üst düzey teknoloji sistemi vardır. Adam, çocukların eğitimini kontrol ederek onlardaki ortak zeka türünü keşfeder. Üniversitede ona göre eğitim alacaklardır.
Şöyle ki her çocuk dışarı ancak kendi gününde çıkabilecektir. Sunday dışarı pazar günü çıkacaktır, Monday ise pazartesi günü. Bu günler dışında dışarı çıkmaları kati suretle yasaktır. Her çocuğun elinde bir saat vardır ve bu saat ile gizlice her günün videosunu kaydederler ki gün sonunda hepsi izlesin ve o gün ne olduğunu öğrensin, tek kişi gibi davranabilsin.
Bu durum 30 sene boyunca devam eder. 7 kadın birbirinden farklıdır, bankada çalışmaktadırlar. Her gün peruk ve makyaj ile işe giderler tek bir kimlik ile. Dedeleri ölmüştür.
Fakat bir gün Monday işten eve dönmez... Ve olaylar başlar...