Yaşamayı niye anladığımı bilsem

Şiir yazmaz ekmek yerdim

Başkası yerine çarpı attığım 

Yevmiye defterleri üzerinde

Bana bakarken niye ağladığımı bilsem

Başkası olmak yerine 

Yüzünün önüne dökülen saçlarını

Düşmemek üzere tutunduğun kapıları

Anahtar deliklerini toplardım


Polonya’da bir atın belki

Nalından eksilen çivi yüzünden

Rüyasında gördüğü kediye attığı tekme

Sahibine kuyruk sallamasından

İşgal edilme isteğiyle

Teknede yumruğunu sıkmasından


Yüzün etkendir

Edilgenliğin Ekber

Bizimki sadece talep

Barış haberlerine itiraz

Çünkü biraz bile bilen biziz

Kurşunlarını saklar ilk

Şavaş çıkartmak isteyenler 

yüzünden 


Yüzün yani baktıkça biriken şey

Elektirik kesintilerinde gölgeni satan bakkal

Son dalını yakılmış ilk ateşe veren

Yani kötü şiirlerin başlangıcı 


Yani annenin doğum saatini bilmemesi

Türkçe ağlaması

Başlı başına sancı kelimesi

Çayı sana verdiklerinde başkasına attıkları çarpı

Yüzünü bakılmaya değer kılmaya yeter mi?