Terasın ayak ucundayız. 

Dünyanın yarısı diğer tarafta.

Arkamızı dönmüyoruz, 

gördüklerimiz bize yeter.

Ben diyorum, 

ben neye güleceğimi bilmiyorum.

Gerçek bir soytarıymışçasına bana kostümünü uzatıyor.

Anahtarlarımızı birbirimizde kaybetmek için kapılarımızı açıyoruz.

Ev bizim, 

evren bizim, 

gece bizim,

güneş bizim.

Bütün elbiselerimizi ateşe verip, kravatlarımızdan başlayıp ölebiliriz. 


İstersek bunu erteleyip Hollywood’dan mutlu bir son satın alabiliriz. 

Film ortasında sıkılırsak,

kostümleri vestiyere bırakıp yüksekten kaçabiliriz.


Dert etme diyorum. 


Ben neye güleceğimi bilmiyorum,