Kapı deliğini hiç zorlamadan açan bir anahtardı
Bana gelişin
Evinin yolunu bilmeden adımlarımın kapının önüne çıkmasıydı
Sana gelişim
Bakkala iki ekmek almaya çıkar gibiydi
Benden gidişin
Hafıza kaybına uğramak gibiydi
Senden gidişim
Bahçemi güllerle donatan adamı
Tanımıyor artık kapılarım
Kapılarını söktüğüm her yer betonlarla kaplı
Seni beklediğim her pencere kenarı duvarlarla örülü
Bir yabancılanışın içinde sancılarım
Bu hayal benim değil
Bu ev, bu mahalle
Sen o değilsin, o sevdiğim
Sokakta görsem seni boynuna atlarım da
Görmedikçe betonlaşıyor kavuşmalara adımlarım.
Neden tek kelime dökemiyorum artık senin için?
Ben seni boşluğa dalmak için mi sevdim?
Sana kaybolan inancımı arıyorum din kitaplarında
Sallanan köprülerde gıcırdıyor dilim
Sebep arıyor gibi beni düşürmeye.
Susuzluktan ölsem,
Senden bir damla su istemeyecek kadar dilsizim.
Çünkü patlayan mısırların bile tencereyle konuştuğu bu yalnızlıkta
Hatırımda senin bana susuşun.
İçimde karıncalaşıyor bu değişim.
Ben böyle değildim.
Şimdi yeniden gökyüzüne kim çevirecek yüzümü,
Nasıl kırılacak bu kaskatı yalnızlığın kabuğu?
Madam Bovary
2022-07-06T21:54:20+03:00"Şimdi yeniden gökyüzüne kim çevirecek yüzümü,
Nasıl kırılacak bu kaskatı yalnızlığın kabuğu?" Güzel bir son.