Bir hüzün çöktü kalbime
Hatırladım her daim hatırlamak istediğimi
Dışarıda kopan bir fırtına
Sanki sirayet ettiği en çok yüreğimdi
Evin loş ışıklı odasının camı
İzin verdi girmesine bütün toprak kokusunun
İşlendi hepsi birer birer
Sanki beni ağlatmak için
Ama ağlasam gözyaşlarımı görürler
Yağmurla kıyaslanamaz ki
Sorarlar hemen nedenini
O an geldiğinde bilmiyorum ne söyleyeceğimi
Bütün nedenler içimde toplanmış
Bekliyorlar savrulmayı tozlar gibi
Ama ben savuramıyorum
Saklamak istiyorum hepsini
Bir yağmur yağdığında aklıma düşsünler
Ve benim sağanağımı oluştursunlar
İyi ki kimse görmüyor içimdeki fırtınaları
Görseler yine sorarlar sebebini
Kendi nedenlerimi dahi kendime açamazken
Başkasına açabilmek mümkün mü gerçekten?
Camdan bakıyorum, uzaktan bir ışık
Değiyor gözlerime ve parlatıyor yanaklarımı
İzin vermiyor ağlamama sessizce
Sanki beni tüm dünyaya göstermek niyetinde
Gözyaşlarımı kabul etti herhalde
Hep böyle olsa keşke
Sormasalar neden ağlıyorsun
Niye mutsuzsun veya gülmüyorsun
Hepsi bahşedilmemiş mi insana?
Gökyüzü bile bazen güneşli bazen yağmurlu
Benim gözlerim nasıl olmasın bulutlu?
Dalar uzaklara ve arar bulmak istediğini
Yüreğime düşer bir hatıra ve hatırlarım kaçtığımı
Hep gafil avlanmışımdır ona, bir kuş gibi...
Özgür olduğunu sanırken kanadından vurulan bir kuş gibi...