Yine duyuldu bir sonbahar akşamında, o usul usul yağan yağmurun sesi.


Dışarıda yağan yağmur da, içimde akan bu sel de neyin nesi.


Bazen yağmurdan bazen de güneşten korumaya yeter insanı, koca bir çınarın gölgesi.


Bir şeye benzeteceksem illa sevgimi, elini tutmak demek sanki içimi ısıtan hiç erimeyen bir kar tanesi.


Gözlerine bakmak demek kocaman bir çiçek dükkanındaki çiçeklerin efendisi.


Bilir misin ne anlama gelir bir hiç uğruna edilmiş ipek gibi bir saçın süpürgesi.


Doğru ya nereden bileceksin, senin tek düşündüğün karşımdakini nasıl kel edebilirim felsefesi.