Kar/anlığın katmerliğine inzivaya çekildi sabahlar
Gün ışığı tutsak
Ay, yıldız aydınlığında asıldı asılacak…
Mevsim hücreleri donduran zehir zıkkım bahar
Günler sevinç vardiyaları gibi
kısa ve ür‘‘y/an’’…
‘‘Korumuş gül yapraklarımdan savur
ikindi vakitlerinin d/arlanmış göğsüne
zatürre nöbetlerinde üşüyüşlerime
yatak yorgan ser kirpiklerinden,
titreyen kelimelerimin sen bolluğunda
sen de yandığım kadar yan bana’’…
Bula beni karamsarlığından aklığına
Hadi k/ulak ver gözlerinden gözlerime
Satır başlarında papatya çizilmiş mısralarınla sev beni.
Yüreğinin harında tahammül gösterebilecek kadar kavur
mil çek dudaklarından dudaklarıma
yak kendinde beni
azat et külümü avuç içlerinden gökyüzüne
aforoz edilmeyi unutulmuş sabahlarda
şehvetle kutsa nefesimi, nefesinle…
Hadi miski amber kokunu sür tenime…
Makbulüm olamayan küflenmiş hasretin kokusunu ayır benden
Göz pınarlarımdan yedi mevsim cila çektiğim simam
Çöktü çökecek yerin dibine
Kaldı göz kapaklarımda yıkık vuslatın enkaz birikintileri
Hadi sev beni
Vakit muhacir matemleri
Ensar gülüşlerim soluk yaralı zedeli
Sükûnetle inşa edilmiş dünyam sensiz siyah zemheri
Mavi düşler kurmak sabıkalı ve de tehlikeli…
Boğuluyorum sevgili…
Matarası delinmiş okyanuslardan
Biriktiriyor hecelerimi
Limanlar sahra yeri
Medreseler aşktan yana bedevi
Tezgah üstlerine sevda düştü düşeli
Aşk paslı
Sevda kirli…
altıekimikibinyirmi
onüçkırkbeş
Ömer ALTUN
2021-01-22T11:12:38+03:00@reyhan kırtay teşekkür ederim eksik olmayın
Reyhan Kırtay
2021-01-18T21:52:35+03:00kelimeler ki kifayesiz kalmış satırlarda
size bu satırları yazdırana teşekkürler .