bir mavilik ki binbir gecenin gıyabında 

sanki dalga dalga konuşan bebe ağlaması 

gözyaşlarından noksan hareleri sarmış ummanı 

çaresizliğin kirpiklerimce kucaklaşması 

soluksuz demlerin nefessiz ayini, düş aynası 

hayallerin mahremiyetinden esinlenmiş darağacı

yitirdiğim hakikatin ahvâli

acı sularda gaibe yol alan hayal yuvası

ah yakamoz yakamoz kirpiklerimce duası 

sure sure okunan gönlün anahtarı 

yaratma eylemine muktedir yegane Tanrı 

ummanın kıyısında yeşeren ışıltısı 

ah gönlümde sandalının küreklerini çekiyordum 

Tanrı'm yakamozların mucizesiyle susuyordum 

ellerimin muzipliğiyle süslenmiş bakışlarımda  

parmaklarım konuşuyordu gözlerimin şaşkınlığıyla 

kirpiklerimde kısalan sayısız harelerin intiharında

yeryüzünde yaşarken ölümü tadıyorum yeryüzünde yaşarken 

gözlerimin önünde ölümle kuşanıyor ruhum

ummanların 

gün ışığında 

ve gecelerden yarım surelerin yakamozlarında 

huzurun damla damla biriken ummanında 

Tanrı'm tecellinde okumuş bulundum 

kirpiklerime değen yakamoz surelerini de 

aciz kulun mucizen karşısında 

işbu şiiri icra etti derununda 

düşlerinden yarım kalan çocuğun rüyalarında

ummanına varan hakikatin kucağında 

örselenmiş sesinin yankısında 

aksisedaların Mevlana raksında

döne döne çalapla konuşmasında

hep bir yakamoz edasında ağlayışında 

seni aramanın aşkında 

şeb-i arûs misali renklerin kıyamında 

harelerinin tutuklu sanığınca 

yakamoz sureleri tutanağında 

bağışlanmak için değil 

mucizene şahit olmak için 

geldim gecenin şerrinden 

yakamoz surelerinden 

şimdi gitmeliyim 

ninni ninni çalan beynimin çilingirinden 

Tanrı'm yakamoz surelerini yüreğime 

emanet ettiğinden 

sana müteşekkirim derinden