Elinin birisi sağına

Ayağının teki soluna bakar

Saçları dağınık

Bakışları hep bir şeyler kaçırır 

Sesi çıkmaz pek

Etrafı küskün süzer 

60'lardan kalma kabanıyla 

Rüzgarı deler 

Günün biriydi işte 

Silüetler yanına geldi 

Yüreğini söküp aldılar 

Eline verdiler 

"Bunu kana bulayacaksın" dediler 

Bulayamadı

Peşlerinden sürüklendi 

Çaresizliğini izlediniz 

Güldünüz

Biraz da düşündünüz 

Sonra geçip gittiniz 

Bilgeliğin kaderiyle örüldü duvarları 

Kâr kalan 

Dört duvarı ve sandalyesi

Kopya yazıları

Her gün baktığı tekrarlayan aynası

Değişmeyen çıkışları 

Serzeniş yankısında anımsadı amacını 

Ezilmek isteyeni ezmedi

Ezmeliydi 

Merhamet dedi

Öğretilmemeliydi 

Şefkat dedi

Hurafeydi 

Günü geldi renkler anlamını yitirdi

Lakap taktılar tüm yolu kol kola gitti

Bitmiş filmin üstüne türevini ekledi 

Kartuş tükendi 

Sahne bitti

Palyaçoları dans etmeye devam etti  

Geceyi hissetmekte usta 

Göz içi büyüleyici gezegen 

Şafağın sökülüşünü seyrederken

Tek tek yıldızları yitirir

Yüreği güneşi doğursa bile  

Aklı yıldızınlarında kalır 

Rüzgar olarak eser 

Buruk tebessümlerle donatır etrafı

Yürüdüğü yerin ardında siyahlık bırakır 

Sorsalar kalpazanlara "lanetli" derler.

Öyle değilse bile 

Başka taktıkları lakaplarından birisidir.