Sahne:1


Göz kapaklarımın sesini duyuyorum 

Sen kapıyı çarpıp çıkıyorsun

İnce bir tabakanın kaygan dokuda hareketiyle bitiyor yaşam.

Ne tuhaf.

Sen sonra geri dönüp son bir kez bakıyorsun unuttuğun bir koz kaldı mı diye.

Aralık yapıyorum pencere pervazını

Bakıyorum, boyası dökülmüş 

Üç yaz oldu boyatalı.

Sen kapı pencere ne varsa açıp cereyanda bırakıyorsun evi,

Şu rutubetli odayı, konsolun ve büyük çekmecesinin içindeki tahvil senetlerini

Bıraksam belki de ağlayacaksın.

Bağırarak diyorsun ki "Hatıra diye bir şey yoktur." 

İkna olur gibi yapıyorum

Sen pencereden aşağı bakıyorsun.

"Şimdi atlayacak" diyorum içimden 

Bir korku dalgası yayılıyor 

Küflü odanın içine. Parke aralarına.

Konsolun üstüne.

Blöf yapıyorsun, biliyorum.

Hiddetli, nefes alışın bile.

Sen kendini öldüremezsin, bencilsin.

Sonra evin duvarları yıkılıyor. Tavan çöküyor.

Deniz kabarıp molozları yutuyor, tsunami çıkıyor ve yerküre yarılıyor 

Ana karayı içine alıyor.

Bütün bunlar olmuyor.

Kapıyı arkandan çekip çıkıyorsun

Kapı saydamlaşıyor, 

Kapı yok oluyor

Pencere yarım, aşağıya bakıyorum. 

Atlamak istesen 

Zaten burayı seçmezdin diye geçiyor aklımdan.


Sahne2:


Güneş doğar ve sahne kararır.