Bir meydan düşünün ki kavuşmuyor uçtan bu yana. İki kıçı kırık bank savrulmuş oradan buraya. Kendini bilmez bir karga ve küçük kız tünemiş ilk banka. Gök aydınlanmış, gün kararmış, bahtım karası yere çalınmış. Seller akmış, sular götürmüş, küçük kız ve karga o bankta sabahlamış. Sigaralar içilmiş. Yeni kesilmiş nizamlı tırnaklarda çekilen her nefeste parlamış koru. Işıklar yanarmış bu meydanda sabaha karşı. Ezanlar okunurmuş. Ama karga öter dururmuş. Müsaade etmeden sessizliğe. Karga sessizlikten korkarmış. Paylaşılan en ciddi şey buymuş. Ve yalnız karga, o kadar ciddi bir tek kendisini bulurmuş. Küçük kız sirkelenmiş. Sanki şişenin içerisine kıvrılıp konmuş mektup gibiymiş. Karga onu denizden çıkartıp buraya getirmiş. O mektup, ait olduğu yere bir daha ulaşmamak üzere bu meydana karganın yanına tüneyivermiş.