Zayıf yüzündeki gözlerini kocaman açtı, gözleri elaydı, çekiciydi ama gözlerindeki beyaz kısımda bulunan sarı renk, korkutucu görünmesine neden oluyordu. Kaşlarını çatmıştı. Uzun zamandır taranmamış, içinde beyaz kıllar bulunan sakalı ile yukarı çekilmiş büyük burnu arasındaki sigara içmekten hırpalanmış ağzını, yuvarlağı andıran bir biçimde buruşturdu. Yüzü çok ama çok korkutucuydu sonra ağzını açtı, çürümüş dişleri gözüktü, gözlerindeki korkunçluğu hiç bozmadan bağırmaya başladı, söylediklerinde mantık aranamazdı, aransa da bulunmazdı, sesini gittikçe yükseltiyordu ben onu ne dinliyor ne anlıyordum sadece sesini çok iyi bir şekilde duyuyordum, kurduğu cümleler çok cahilceydi, o iğrendiğim yüzüne bir yumruk atasım geldi. Vücudu zayıf gibi görünse de kaslı kolları vardı, çok güçlüydü. Gücünden korkuyor, kaçmak istiyordum, cahilliğindense sinirleniyor, yüzünü morartmak istiyordum. Bir güçlünün cahil olması kadar korkunç bir şey yoktu. Sinir, korku ve iğrenme bunlar elbette nefretin tarifiydi.