Yalnızlık kötü bir şey midir bilmem ama yalnız olduğunun farkında olup bunu sıkıntı etmen daha kötü, bundan eminim. Hem somut hem de soyut anlamda yalnızlık... Bende de böyle bir şeyin olmuş, oluyor, olacak olması ya da olmadı, olmaz, olmayacak olması önemli değil (Tekrar yazmak zorunda bırakmayın lütfen.). Bunların bana sıkıntı verip vermemesi önemli. Hayır, olay burada, bana dokunmayan yılan bin yaşasın (bdyby) misali değil elbette. Başkasına ya da başka bir şeye sıkıntı verdiği için o durum, benim de onu sıkıntı etmişliğim oluyor. Buradaki durum şu: senin bunu dert edip kafana takman. Tekrar söylüyorum, bdyby değil durum, başkasının derdini de dert edebilirsin, bu çok normaldir. En basitinden çocuğun vardır, "Vay bu çocuk çok telefonla oynuyor, gözleri bozulacak." dersin ya da annen vardır, "Yav anne çok örgü örüyorsun, gözlerin kan çanağı gibi olacak." diyebilirsin.


Yalnızlığa geri dönecek olursak bu öyle düalist bir şey değil, çoğu şey gibi dünyada her konuda emin olun ikiden fazla taraf vardır ve hepsi diğerine göre çıkıntıdır ama ben şu an iki türünden bahsedeceğim. Neyse, bence yalnızlığın tanımı şudur: (kafa rahatlığı.) Halk jargonunda iplememek ama tabii bazılarına göre de "çıkıntılık, kalabalığın içindeki yalnızlık, anormaller, gecenin oğulları, asosyaller, dışlananlar" gibi bir yandan dışlayıcı, bir yandan da yalnızlığı şekil diye adlandıran insanlarda bulunmaktadır.  

       

Şahsen ben insan sevmem, o yüzden somut yalnızlık bana mutluluk bile veriyor diyebilirim. Hatta kalabalıkta olup herkes sizi izliyormuş gibi diken üstünde durmaktan daraltıcı başka bir şey bilmiyorum. Bir de soyut yalnızlık var, merak etmeyin, bu öyle dışlananlar gibi havalı bir şey değil. Dört dörtlük her insanda bulunabilecek yine normal bir durum. Ben şahsen soyut yalnızlıkta çekmiyorum, arada bir gelip yokladığı oluyor tabii ama onu da gülüp atıyorum ne yapayım... İnsanları alıp, zihnime sokup tam zamanlı köle yapacak halim yok ya. Kapım açık işimi halledip yüksek sesle düşünebiliyorum, bundan iyisi olabilir mi? Ama, ama... Ama gel gör ki herkes benim gibi yedi yirmi dört kendi kendine saçmalayıp kendi kendini onaylayamıyor ya da ha bire kitap okuyup gereksiz denemeler yapmıyor. Yani anormal olmayanlar da var. Bu yüzden diyorum ya, yalnızlık denilen meret düalist bir şey değil, herkeste farklı.


Eğer sen de yalnızsan ve bunu dert ediyorsan kusura bakma, burada buna çözüm yok, başka kapı ara ama birkaç şey zırvalayabilirim elbet. Dostum, bu durumdan kurtulman lazım çünkü bu meret depresyona girip, hayata küsüp intihar etmene kadar gider fazla dert edersen. Sonuçta insanı hormonları yönetiyor. Öncelikle boş verebilirsin... Çok açıklayıcı oldu deme ya da şöyle anlatayım, başka meşgaleler bul, kendini geliştir. Yapacak çok şey var, elbet bulursun. Evet, hayat anlamsız ama yapacak bir şey de yok, ben kimseye "ulan bu da korktu, intihar etti" dedirtmem, şaka şaka. Bu soyut yalnızlık öyle fazla kalabalık eş dostla geçecek bir şey değildir. İnsan bir hedef istiyor, amaç arıyor ama sürekli arıyor ve bunu bulmak da -üzgünüm ama gerçek- bu arayana düşüyor. Yani yalnızsan ve bunu dert ediyorsan lakin kalabalıkla geçmiyorsan soyut yalnızlığa kapıldın, hayırlısı olsun. Şimdi ara dur.