Muğlak hayaller müzesi,

Açıldı kapıları.

İçeriye girenler dayanamadı,

Hüsranla ayrıldı.

Kapının ardındaki duvara,

Yazdığım çığlıklar içinde gülen adamı.

Çoğu görmedi,

Görenler de kapının dışındaydı. 

Neden duvarlara çizdin dediler,

Müzede çıkamadığım duvarlar var,

Kırtasiyeden tual alamadım dedim;

Anlam veremediler.

Bir heykel çarptı gözlerine,

Tam bir şaheser.

Sonra yalnızlığım kalktı koyduğum büstten,

Ürküp diğer eserlere yöneldiler.

Gel yalnızlığım,

Beni anlayan, anlaşılmaz dostum.

Fesleğen koymuştum girişe,

Başını okşadı çoğu.

Verdikleri sevgi bile haz dolu ticaretten ibaret,

Ellerinde kaldı kokusu.

Eski Türk boylarından özenti,

İnşaa ettim bu müzeyi.

Attım havaya bir şarap çanağı,

O bana kırıldı diye,

Diktim bu müzeyi buraya;

Ruhu şâd olsun.

Müze yarına kadar kapalı,

Ruhum göçene kadar burada.

Bu serzeniş bittiği vakit,

Başka müzelere çerçeve olacağım.