Sanki burası sessizliğe değil de

Sessizlik buraya hapsolmuş gibi

Bulutların fısıltısı dahi yenemeyecek

Bu asil sükuneti

Kalabalıklar içerisindeki vakur yalnızlığımız

Burayı kendisine kardeş etmekte ısrarlı

Ve hangi neden bizi yalnızlığımızdan alıkoysa

Karşısında büründüğümüz zırhın

Soluk derimizden bile ince olduğu yer

Kalbimiz mapus olduğu kafeste çırpınışta

O ne güzel bir yenilmekti

Siyahın beyaza teslimiyeti kuşkusuzdu

Saf tutmuş renklerin savaşı değil mi?

Arafın grisine bizi gebe bırakan

Burnumuzdaki ıslak, tuzlu, tozlu koku

Çamurlaştırıyor kızıl güllerin kızılını

O ne güzel bir yenmekti

Yalnızlık ummanında boğulan su damlası

Ve öksüz bulutun naif grisi

Ufukta maviye karışırcasına