Bir uçurumdan atladığında düşünmeden peşinden atlayan,
Zemînde mahsûr kaldığında seninle oturup bekleyen,
Üzüntü veren her şeyi, bir trene bindirip gönderen,
Ellerin buz kestiğinde onları en derininde ısıtan,
Lîme lîme bölünen rûhunu sabırla birleştiren,
Gülüşlerin gibi ağlayışlarını da cebinde saklayan,
Zifirî bir geceyi, ziyâdâr bir sabâha kavuşturan,
O isimsiz, o nihân, o memnû bakışın intizârı tütüyor içimde.
Küllerim, hâlâ sıcak; bulamazsan endîşelenme.
Bu yangın yerinden fazla uzağa gitmiş olamam.